Aççana Kurgan kazılarında 3 bin 500 yıllık iskân tabakasına inildi

Orta ve Geç Bronz Çağ döneminde Mukiş Krallığı’na aile sahipliği fail Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Aççana Höyük’te, yerleşme tabakaları arasında sürdürülen zaman kazılarında 3 bin 500 sene öncesine tarihlendirilen bakaya araştırılıyor.

???????Mukiş Krallığı’nın başkenti Alalah’ın bulunduğu ve 4 bin almanak izler taşıdığı belirlenen höyükteki mevsim kazıları, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Olgun Dalı Başkanı Doç. Dr. Tasavvur Akaret’ın başkanlığındaki 26 kişilik ekiple sürdürülüyor.

İlk kazıları 1930’lu yıllarda yapılan höyükte Kültür ve Turizm Bakanlığı namına gerçekleştirilen araştırmalarla, Orta ve Geç Bronz Yüzyıl dönemindeki krallığın izleri ve yaşam biçimi araştırılıyor.

Höyükteki katmanlar beyninde derinlere inilerek sürdürülen kazılarda, adeta “tarihin derinliklerine yolculuk” yapılıyor.

Kazı başkanı Doç. Dr. Misyon Akar, AA muhabirine, 22 hektarlık alanda 20 yıldır sürdürdükleri kazılarda, önceki toplulukların dirim biçimleri ve inanç sistemleri üzerine yıpranmamış verilere ulaştıklarını söyledi.

Sezon kazılarını iki aşamaya ayırdıklarını dile getiren Akaret, şöyle konuştu:

“Kentin tapınaklar bölgesinde hafriyat çalışmaları yapıyoruz. Burada etkin kazılar bitmeme ederken gayrı ekibimiz üstelik 1930’lu yıllarda açığa çıkarılan ve günümüzde birlikte ziyarete peyda olan alanların bakımına, temizliğine ve korunmasına odaklanıyor. Böylelikle aynı yandan ilmî araştırı bitmeme ederken değişik yandan birlikte Bronz Çağı’nın başkentinin aynı kültürel miras kendisine korunması ve firez turizmine kazandırılması üzere mesai yapılıyor. Bu yılki çalışmanın en eke amaçlarından biri Tunç Çağı’nda, yani günümüzden 4 bin yıl öncesine uzanan antlaşma aralığında kentin ‘tapınaklar bölgesi’ yerine tanımlanan alanında kazı çalışmalarına devam etmek.”

Akaret, Kovid-19 zımnında esbak sezonlarda sayısı mütenakıs ekibin bu yıl daha kalabalık olduğunu dile getirdi.

“Toprağı topraktan ayırarak anlamaya çalışıyoruz”

Doç. Dr. Akar, Aççana Höyük’te farklı yerleşim tabakalarının olduğunu vurgulayarak, ” Amik Ovası’nın Tunç Çağı’ndaki mimarisini umumi yerine değerlendirdiğimizde, kazı bilimsel araştırmayı zorlaştıran genişlik oylumlu detaylardan biri, buranın çatı katlarının kerpiç olması, taş çokça beş altı. Toprağı topraktan ayırarak anlamaya çalışıyoruz. Bu bile yanı sıra bazen güçlük getiriyor.” dedi.

Yapı katmanlarının incelendiğini aktaran Akar, “Höyükte şakkadak çok yerleşme tabakası olduğu amacıyla tığ gelişigüzel sene kazı alanlarını uzun uzadıya henüz er dönemleri anlamaya çalışıyoruz. Şu an say yaptığımız alanda hedefimiz, milattan ilk 1500-1400’e tarihlendirdiğimiz bina katlarını temaşa etmek. Sonrasında üstelik erken dönemleri tanımlayabilecek çalışmalara devam etmek.” diye niteleyerek konuştu.

Akar, höyüğün tarihe çerağ tutan yüce aynı kayran olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Eski ve kullanılmamış aktarılma kazılarını tıpkı arada değerlendirdiğimizde haddizatında bu bölgenin tarihini anlayabilmek yerine yeryüzü oylumlu bilgi setlerinden biri, yazılı vesaik. Çünkü abece, Tunç Çağı’nda kullanılmamış kullanılmaya başlanıyor. Bu anlamda yazının ve kayıtlı kaynakların bulunabildiği kazı bilimsel alanların sayısı sadık. Bu bağlamda Aççana Höyük’ün, hele Hatay ve kasaba coğrafyaların Tunç Çağı’na uzanan tarihine ışık tutabilecek nitelikte Akadca dilinde yazılmış başlı bağlanmış metinler sağlıyor olması dolayısıyla ayrı bire bir öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz.”

Share: