Değerli halhallı bülbül “Ökkeş” kuyumcunun maskotu oldu

Fatih’te mücevhercilik eden Mahmut Cemaleddin Seyyit’mağara Hatay’dan getirip “Ökkeş” adını verdiği ve ayağına kızıl halhal taktığı Gündüz Feneri bülbülü dükkanının maskotu oldu.

Hatay’ın Antakya ilçesinde 1973’te dünyaya mevrut Seyyit’mağara kuşlara ilgisi, evlerinde Arap bülbülü mugaddi babası vesilesiyle siftinlik yaşlarda başladı. Seyyit, bire bir kedinin evinde baktığı kuşu parçalamasının arkası sıra bire bir daha kuş beslememeye değişmeyen verdi.

Antakya’birlikte 12 yaşında şakirt yerine başladığı kuyumculuğu 1997’üstelik taşındığı İstanbul’dahi sürdüren Seyyit’in yolu, 2 yıl önce ailesini ziyarete gittiği memleketinde esasen benzeri Gündüz Feneri bülbülüyle kesişti.

Bülbülü yavruyken sahiplenip İstanbul’a getiren Seyyit, ona kaybettiği kuşu “Ökkeş”mağara adını verdi. Seyyit, bülbüle zamanının çoğunu geçirdiği Fatih’teki kuyumcu dükkanında bakmaya başladı.

Sahibinin omzunda gezen, gittikçe hem müşterilerin hem birlikte nahiye esnafının bağ odağı olan bülbül, dükkanın maskotu haline geldi.

Kafesinden çıktığında kuyumcu dükkanındaki altın takılarla oynayan “Ökkeş”, hariç çıktığında çevredeki esnafa uğramayı üstelik ihmal etmiyor.

Seyyit’in ayağına kızıl halhal taktığı kuşuyla kurduğu mail veriş görenlerin ilgisini çekiyor.

“Ökkeş’mağara fanları var”

“Ökkeş” ile kurduğu dostluğu AA muhabirine anlatan kuyumcu Mahmut Cemaleddin Seyyit, Arap bülbülü cinsi kuşların Antakya’bile bir nice evde bulunduğunu söyledi.

Sıcak iklimlerde ateş parçası kuşu İstanbul’a getirdiği önce zamanlarda havaya alışması üzere sıklıkla dışarı saldığını anlatan Seyyit, aradan geçen sürede kuş ile aralarında ayrımsız bandaj oluştuğunu dile getirdi.

Marul ve salatalığı çok dost kuşuna özel yemekler hazırladığını tamlayan Seyyit, çokça sevmesine rağmen saldırganlaştığı amacıyla deri vermeyi çok tercih etmediğini dile getirdi.

Müşterilerin “Ökkeş”e bağ duyduğunu nâkil Seyyit, “Ökkeş’mağara çok fanları var. Buraya gelip dahi ‘Ökkeş nerede?’ diyenler… Tabiatıyla genelde içeride oluyor, müşterinin önüne çokça çıkarmıyorum. Uçtuğu zamanlara denk gelen, ona tanık olan müşterilerimiz var. Gelip onu soruyorlar. ‘Ökkeş nerede, hani tıpkı öz var mı yok mu, gitti mi geldi mi?’ üzere, onu hakeza aktarılma lüks görmeye gelen müşterilerimiz var.” diyerek konuştu.

İkiz çocuklarının da kuşu çokça sevdiğini belirten Seyyit, önce sahiplendiğinde çocuklarının, “Ökkeş”e olan sevgisini kıskandığını fakat giderek alıştıklarını söyledi.

Sahibini değme çağ alay gösterisiyle karşılıyor

Bülbülünü yenilgi korkusu yaşadığı için dışarıda tek bırakmamaya dikkat gösterdiğini anlatan Seyyit, kuşun bile kendini esirgeme içgüdüsüyle dükkandan haddinden fazla uzaklaşmadığını ve bodur sürekli uçmasının peşi sıra kapıyı vazıh gördüğünde çabucacık arzu girdiğini dile getirdi.

Dükkandan dışarı çıktığı devir kuşun peşi sıra gittiğini tamlayan Seyyit, “Bazı Bazı ağaçlara gidiyor. İster istemez karmakarışık oluyorum. Yani buradaki ağaçlarda kargalar, martılar var. Onları gördüğü devir haddinden fazla korkuyor. Beş Altı lime birlikte pisik var. Onu hisseden kediler var, geliyorlar. Hassaten tıpkısı keresinde kedinin ağzından dahi almışlığım vardır. Yani koşarak, yiyordu neredeyse. Kendim kolluyorum onu.” ifadelerini kullandı.

“Ökkeş”mağara haddinden fazla hissiyatlı tıpkısı kuş olduğunu nâkil Seyyit, şunları kaydetti:

“İş yerine geldiğimde kapının açıldığını gördükten sonra abus derecede neşe gösterisi ve terennüm, teheyyüç… Bundan haddinden fazla mutlu oluyorum. Akşam Ezanı bile mukannen saatlerde gittiğimiz üzere evimize, o saatlere andıran, 15 an öncesinde inanılmaz derecede ötüyor, bağırıyor. Yani ‘Hani beni bırakıp gidiyorsun, neredesin?’ bunu yöntemince hissediyorum.”

Seyyit, bülbülün ayağına taktığı halhalla ilişkin “Benzeri tarafında ismi, özge tarafında ‘Canım’ diye niteleyerek tıpkısı kanaat yazıyor. ‘Canım Ökkeş’ diyerek kızıl halhalı var. Kuyumcunun birlikte kuşu öyle tamam herhalde.” dedi.

“Benim amacıyla dünyanın sunu pir kuşu”

Ökkeş’in çevredeki esnafla ilişkilerinden bahseden Seyyit, “Komşu esnafımı tanıyor. Başka tarafta çiçekçi var, oraya harcama ferasetsiz dirimlik. Yani buradaki dizge tanıyor onu. Sevenleri çok, azrail olsun esnaf olsun, çokça gideni geleni, soranı var. Çağ geçtikçe birlikte çoğalıyor. Çünkü değişik aynı kuş türü, burada namevcut. Gören şaşırıyor, ilgisini çekiyor. Dışarıda uçup daim üzerime geliyor konuyor. Sizin üzerinize üstelik sağlık yani böyle kaçmaz insanlardan.” diyerek konuştu.

Bazı müşterilerin Ökkeş’i gönül ve güzel bulmadığını aktaran Seyyit, “Bed olduğunu söylüyorlar. Bittabi ego geçmiş ilkin bozuluyordum tuhaf değil diye niteleyerek. Daha sonraları alıştım. Benim için dünyanın arz güzelce kuşu.” dedi.

Bölge esnafının daimi misafiri

Fatih’te kuruyemiş dükkanı işleten Nurettin Bunsuz, 1966’dan beri burada esnaflık yaptığını, yaklaşık 20 yıldır bile cevahirci Seyyit ile komşulukları olduğunu söyledi.

“Ökkeş”i de 2 yıldır tanıdığını dile getiren Üzüntüsüz, şu ifadeleri kullandı:

“Cemal Komutan, Ökkeş’i yavruyken alıştırdı. Tıpkısı orada, bir burada, daimi misafirimiz. Kimi Zaman üstelik sırnaşıklık yapıyor, para çalıyor ama şu ara çalmıyor. Zira pisik var, kediden belde gelemiyor. arada bir sabahları Ökkeş’i salıyor. Müşterilere konuyor. Burada aynı görk oluyor sabahları. Müşteriler çokça rabıt gösteriyor ve haddinden fazla seviyor Ökkeş’i dahi. Diyorlar ki ‘Cemal Bey, zahir eğittiniz bunu?’ O üstelik ‘Sevgiyle eğittim.’ diyor. Arz haddinden fazla sahibiyle diyaloğu ongun amma elbette bizim da her sabah müşterimiz.”



Share: