Denizli’de, Kömür Madeni İçin Arazileri Kamulaştırılan Köylüler, Ürünlerini Çevirmek İçin Misil Tutmaya Başladı

Denizli’nin Tavas ilçesinde açılacak kömür madeni amacıyla Cumhurbaşkanlığı vasıtasıyla çabuk devletleştirme kararı sunulan Avdan mahallesindeki arazilerde devletleştirme işlemleri başladı. Kömür madenine ve çabuk devletleştirme kararına cebin çıkan vatandaşlar, arazilerinde kâin zeytin, tütün, üzüm üzere ürünlerini maden şirketinden arkalamak amacıyla el tutmaya başladı. Benzeri yurttaş, “100 lime değil 200 tane zeytinim vardı. Kâffesi toprağın altında kaldı. Ben gittim, ‘Neden yer döküyorsunuz’ dedim, ‘Biz burayı kamulaştırdık, reise soracaksınız’ dedi. ‘Gidin reisten cebin hakkınızı’ dedi. ‘Tığ parasını ödedik, burayı aldık, muhatap olmayız’ deyip çekip gittiler” dedi.

Tavas’ın Avdan mahallesinde açılacak kömür madeni amacıyla ekincilik arazileri kamulaştırılan vatandaşlar, tez devletleştirme kararı sunulan tarla ve bahçelerindeki ürünleri örtbas etmek amacıyla misil tutmaya başladı. Bölgede açılacak kömür madenine cebin mücadele veren vatandaşlar, kamulaştırma sürecinde yaşadıklarını ANKA Bilgelik Ajansı’na anlattı.

Arazi sahibi benzeri vatandaş, “Tapulu malımız. Bizi zılgıt ediyorlar. ‘Devlet gelsin’ dedim ben, ‘kömürcüye vermeyeceğim’ dedim. Kuyunun başına geldi, ego bile aradan indim, eşim de motorla gitti. ‘Yavrum bu kuyuyu zahir gömdün’ dedim. Anca deyince benim üstüme yürüdü kepçe ile. Acıklı ayağım titredi birey korkusuna, kaçtım. Keşki kaçmasaydım bile beni orada öldürseydi. Adamın birisinin tarlasına yerey dökmüşler, kalbi kaldırmamış, kalp krizi geçirip durgun” dedi.

Bire Bir başka yurttaş, “Görüyorsunuz, aşağıya kadar girdiler. Ben burayı kapattım, telledim esasen açmışlar; tekrar kapattım. Tapulu malım bittabi ki. Ebeveynimden mevrut benim bu yer. Bize bakınmak filan namevcut. ya aşağıda asılı var, salkımları tıpkısı kilogram geliyor, amma toz olduğu amacıyla üzerleri yenecek kabil değil. Böyle bire bir öz gayrimümkün evet. Ego bunu istemiyorum. Hempa orada 100 lime zeytin ağacı dikti, zeytin toprağın altında kaldı” diye konuştu.

“‘GİDİN REİSTEN ALIN HAKKINIZI’ DEYİP ÇEKİP GİTTİLER”

Bölgede zeytinliği olan ayrımsız sair yurttaş ise “100 pare değil 200 parça zeytinim vardı. Hepsi toprağın altında kaldı. Ben gittim, ‘Neden toprak döküyorsunuz’ dedim, ‘Tığ burayı kamulaştırdık, reise soracaksınız’ dedi. ‘Gidin reisten alın hakkınızı’ dedi. ‘Tığ parasını ödedik, burayı aldık, muhatap olmayız’ deyip çekip gittiler” dedi.

Toprakların anne babasından kaldığını tamlayan eksantrik ayrımsız toprak sahibi bile “Bu topraklar bize anamızdan babamızdan kalık, bizim evlatlarımıza kalacak. Biz, toprakla yönetim edeceğiz. Ego, vermeyeceğim toprağımı. 200 devam zeytinim var orada, mahvetmek istediler toprağa. Gömmüşler, bakın orada. Ego vermeyeceğim tarlamı” diye niteleyerek konuştu.

Tütün tarlası olan bir farklı idraksiz ise “Benim da tütünüm vardı orada, benim tütünü dahi toprağa gömdüler. ‘Oraya römork koyun’ dediler koyduk, onu üstelik toprağa gömmüşler. Benim ana yarısı oğlum gidip çıkardı römorkları. Benim esrar altında kalınca zararını verdiler. Bir yol aldım, ayrımsız yol henüz alacaktım öyle kapattılar gittiler. Tıpkı tarlam henüz var, demin bile oraya gelecekler. Teyzem geldi savundu, tıpkısı husus demediler, ‘Yetkililere söyleyin’ dediler. Toprağımızı istiyoruz” dedi.

“HİÇ BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİM”

Toprak sahibi tıpkı başka yurttaş, “Ego, hiç hakeza acimasizlik görmedim. Burada doğruluk yok. Yaşamaktansa ölmek bile gani bizim üzere. Burada doğrusu adamın tıpkısı tanesi akse geçirdi. Tarlasının, gözünün önünde aracının üstüne döktü. Kesecekti koca, kesmesini dahi beklemediler. Gözünün önünde döktüler toprağı, kayırıcı tarladan çıkmadan akse geçirdi. Kurtaramadık, ambulansa falan telefon ettik ama biz çıkarasıya kadar âdem öldü yolda. Ego şöyle ayrımsız düşündüm, kitaplara baktım, tarihin tek yerinde, kutsi kitaplar bile dahil, bire bir taraftan kalkıp de farklı tarafta tarlada ürününün üzerine arazi döküldüğünü görmedim” diye niteleyerek konuştu.

Tütününü tarlasından kabul etmek isteyen bir tarla sahibi de “Dediler ki bana, ‘Gel arkadaşım, biz senin yerini kazacağız, masrafın neyse verelim’. Ego, ‘Tütünüm olasıya kadar bekleyin’ dedim. ‘Biz beklemeyiz, raporumuz var’ dediler. Telefondan fotoğrafını çekmişler, gösteriyorlar. Ben üstelik telefondan zaten okuyamıyorum. ‘Biz bunu kazarız amca’ dediler. ‘Tığ bunu kazmadan masrafınızı verelim, biz bu yere girelim.’ Ego esasen itiraz ettim; ‘Amcam yapmayın etmeyin, ben tütünümü alayım’. ‘Olmaz amca’ dedi, ‘saha göçtüğü devir bizi başı yerde bulma sonraları’ dedi. ‘Biz geliriz, sen şikayetçiysen jandarmaya şikayet edersin, ehlivukuf çağırırsın, neyse masrafın çekersin, 3-5 kuruş veririz. Üç ahit sonradan gine çöker, yine gelirsin. Tığ bildirme iyisi anlaşalım, neyse masrafın verelim’ dediler. ‘İyi, kaç mülk vereceksiniz?’ ‘Birçok paraysa.’ 3-5 kuruş anlaştık, benim yerimi kazdılar. Ego, gerçekte ödeme taraftarı değildim. Benim yerim kul kalsın” dedi.

“KAMULAŞTIRILMAYAN ALANLAR VAR”

Tarlasını beyaz zehir şirketine isnat etmek istemeyen tıpkısı gayrı vatandaş ise şunları söyledi:

“‘Buralar kamulaştırıldı’ diyorlar ama kamulaştırılmayan alanlar var. Aşağı alanlarda bazen alanlar. Geri insanlar şurası yapmışlar; şuradaki yolu kapatıyorlar, aşağıdaki tarım işçileri akşam eve gelirken geçecek meydan namevcut. Nereden yol yapmışlar bakın, başkasının tarlasını -ora bizim tarla oluyor, bizden on paralık izin de almadan- doğrusu bizimkiler, annem babam öğün tutmasına karşın serian buradan gittikleri anda tarlaya giriyorlar, orada kuyu vardı kuyuyu gömüyorlar, oradan defa açıyorlar. Hadi kazmalarına hakkı var ancak tek buralarda sulama makinası görebiliyor musunuz, insanlar günlerdir burada tozun içre tütünlerini kırmaya çalışıyorlar. Birçok dirilik gelip burada -74 yaşında eş- kaç can bu tozun süresince çalışabilir? Az Buçuk toz geldiği ahit mevrut yetkililer ‘üf üf’ diyor. İşte insanlar, bu köy halkı bu şartlarda. Ego bire bir kamer önceki geldim, burada birçok toprak varken şu anda hep alanlar gasp edilmiş durumda. Cebren işte kandırabildikleri insanların yanına giderek, 3-5 kuruş dünyalık vererek kandırıyor. İnsanlar bile sıcak parayı görünce ister istemez yumuşuyor. Onların boşluklarından yararlanıp topraklarını bir bir ahzetmek amacıyla uğraş ediyorlar.”



Share: