Depremde iki çocuğunu kaybeden annenin acısı 23 yıldır dinmiyor

Sakarya’da, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde ailecek kaldıkları gerileme altında iki evladını kaybeden Semra Bitirim, çocuklarına özlemini, fotoğraflarıyla ve öpüp kokladığı eşyalarıyla gidermeye çalışıyor.

Adapazarı ilçesinde eşi ve iki çocuğuyla çöküntü altında mütezayit Yaman, kucağında emzirirken son fail 1 yaşındaki bebeği Yusuf ve “beribenzer yaşına çokça öz sığdırdı” dediği 10 yaşındaki kızı Büşra’yı özlemle yad ediyor.

Semra Kumarhane (60), AA muhabirine, yer sarsıntısı gecesini bibi elan rüyalarında gördüğünü belirterek, “Rüyalarımda bilcümle çocuklarıma sesleniyorum. ‘Yavrum neredesin, seni kaybettim, kardeşin nerelerde?’ diye daima onları arıyorum rüyalarımda.” dedi.

Depremden önceki tatil dönüşü Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesine uğradıklarında kızı Büşra’nın oradaki yer sarsıntısı şehitliğinden aldığı kitabı devrisi ahit evine çağırdığı arkadaşlarına gösterdiğini anlatan Zeki, “Arkadaşlarına, ‘Burada zelzele olsa, ben depremde ölsem, siz benim için ağlar mısınız? Değiştirmeden söylediği bu ve o şeb depreme yakalanıyoruz tabiatıyla. Depremde iki yavrum bile Yusuf’um ve Büşra’m ebedî uyku etti.” ifadelerini kullandı.

“Büşra anlatmakla olmuyor, süregelmek lazımdı”

Kumarhane, 23 sene geçse de acılarının tazeliğini koruduğunu dile getirerek, “Bir gözümüz tıpkı yavrumuz amacıyla, bire bir gözümüz de değişik yavrumuz için ağlıyor.” dedi.

“Sabah olduğunda altüst olmuştuk. Hep Adapazarı yıkılmıştı. Dünyanın yıkıldığını zannettik. Eşini arıyorsun bulamıyorsun” diyen Kumarhane, kimsenin evlatları ve sevdikleriyle sınanmaması temennisinde bulundu.

Kızının çokça enteresan benzeri çocuk olduğunu vurgulayan Yaman, “Büşra’yı anlatmakla olmuyor, daim olmak lazımdı. Bana evde soy işi, şekerli, pasta yaptırır, yoluyla okula taşırdı. ‘Anneciğim okulda çok ihtiyaç sahibi var, onlar de yesinler.’ derdi. Evde yaptığı eşyaları satıp, yardım fail benzeri çocuktu. Oldukça yaşına rağmen ama o yaşına çokça özdek sığdırdı.” diye konuştu.

“Eşimi çocuklarımın yanına getiremiyorum”

Zeki, rüyalarında sarsıntı olduğunu ve çocuklarını aradığını gördüğünü anlatarak, ayda bire bir o geceyi yaşadığını söyledi.

Depremde enkazdan çıkarılan eşini yakındaki tümenin bahçesinde gördükten sonradan çocuklarını çevirmek için enkaza baştan döndüğünü belirten Yaman, şunları kaydetti:

“Eşimi Ankara’ya hastaneye götürmüşler, 21 devir hastanede yattı. Yanına gittiğimde eşimi tanıyamadım. O büyüklüğünde bozulmuş, o büyüklüğünde yaşlanmıştı kim. Ağlayarak bana sordu, ‘Çocuklarımı gördün mü? Gördüm Şanlı, gördüm. Tek eksiklikleri yoktu, çok güzeldi çocuklarımız.’ dedim.”

Yaman, çocuk acısı tüvana eşinin ruh rahatsızlıkları geçirdiğini ve bunun için mezarlık ziyaretine gelemediğini belirterek, “Çocuklarımın yanına getiremiyorum. 23 sene geçti, getiremiyorum. ‘Semra, benim ömrümden ömrümü alıyorlar.’ diyor. Bakın yine yalnızım. Gine gelemiyor, gine dayanamıyor. Bittabi ki biliyorum ki bütün babalar bir.” dedi.

Depremde hasar gören kâh binalarda bibi insanların yaşadığına dikkati çeken Yaman, yetkililerden buna bire bir çözüm bulmasını istedi.

Yaman, sarsıntı bölgesindeki yapılaşmanın sıkı denetim altında tutulması gerektiğinin altını çizerek, “Değil 20 sene, 120 sene de geçse lütfen Sakarya’üstelik yüksek yapılaşmaya izin vermeyin. Bambaşka asıl babaların ağlamasını istemiyorsanız, kendinizin bile ağlamasını istemiyorsanız, bu kentte faziletkâr yapılaşmaya lütfen cevaz vermeyin.” ifadelerini kullandı.



Share: