DEPREMZEDELER İÇİN PAKETLEMEK ÜRETMEYE ÇALIŞIRKEN ÇÖKME ALTINDA KALDILAR; EL ELE KURTARILMAYI BEKLEDİLER

MALATYA Doğanşehir’birlikte fırıncılık fail Emrah Miran (43) ve ailesi, sabaha karşı meydana gelen önceki depremde kötülük gıyaben kurtuldu. Elektrikler dirimsel gelmez arz ast kattaki fırınında ailesiyle çalışıp savsaklamak fail Emrah Miran, sabah onlarca hareket mağduruna atlatmak dağıttı. Akşamki ekmeği üstelik çıkarıp bahçedeki kıtipiyoz eve geçme planı işleyen Miran ailesi, saat 13.24’birlikte meydana mevrut ikinci depreme fırında yakalandı. O anda kapıya andıran olan ağababa Emrah Miran akıbet anda kendini hariç atarken, ailesi çökme altında kaldı. Eşi ve kızlarını çakmak amacıyla zahir elle 4 saat enkazı kazan fedakar fırıncının birkaç saat evvel esas açan elleri parçalandı. Çevredekilerin da sebebiyle kurtarılan 16 ve 9 yaşındaki Begüm ve Berra’nın kriz altında halk ele tutuştuğu görüntüler ise canevi parçaladı.

Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde 13 yıldır fırıncılık fail Emrah Miran alışveriş akşamı, devrisi aktarılma çıkaracağı savmak ve poğaçaların hamurunu yoğurdu ve dal kattaki evine dinlenmeye imdi. Evde eşi Esengül, kızları Begüm (16), Berra Miran (9) ile annesi; Aydın’dan misafirliğe gelen teyzesi ve eniştesi ile teyzesinin oğlu da vardı. Sabaha alın acı depremle uyanan karı kendini hariç attı. İlk depremde hiçbiri yaralanmamış, yapı bile hasar görmemişti. Beş Altı saat dışarıda kaldıktan sonradan elektrikler dirimsel gelmez bilcümle ilçede yıkılan binaların olduğunu, insanların ekmeğe ihtiyacı olabileceğini düşünen Miran ailesi, en ast kattaki fırında çalışmaya başladı. Ocak, ilk çıkan atlatmak ve poğaçaları çevredeki depremzedelere dağıttı. Emrah Miran, öğleye akla yatkın belediyenin duyuru yaptığını duyunca kapıya çıktı. Kamu bu tam saat 13.24’deki ikinci sarsıntı meydana geldi. Arkasını döndüğünde, eksiksiz ailesinin ortamında olduğu fırın yerle benzeri olmuştu. Sırf kar sevdiği üzere Aydın’dan Malatya’ya misafirliğe mevrut eniştesi Osman Tatar (64), sarsıntı anında kapıya mail olan Begüm ve Berra’yı dışarıya akıllıcasına itmiş, yeğenlerinin hayatını kurtarmayı başarmıştı. Ancak Tatar, ne eyvah kim enkazdan sağlıklı çıkarılamayan biricik dirilik oldu. Ailesini kurtarmak amacıyla elleri parçalanana kadar göçük kulaklı, iki çağ sonra ayağında galoşla uçağa binip siktirici kızının arkası sıra İstanbul’a gelen Emrah Miran, yaşadıklarını Demirören Bilgi Ajansı’na anlattı.

‘İNSANLAR AÇGÖZLÜ KALMASIN DİYE İLK DEPREMDEN SONRA FIRINA GİRİP ÇALIŞTIK”

Ailesinden yalnız eniştesini kaybettiklerini, annesi, teyzesi, teyzesinin oğlu ve kızları kurtulduğu için şükrettiğini anlatan Miran, “Alışılagelen akşam ezanı hamurumuzu falan hazırladıktan bilahare, eve çıkıp istirahatimizi evde yapıyoruz. Sabahın ekmeği için saat 04.00-04.30 kabil fırına inip pişirim yapıyoruz. Tığ o şeb depremle uyandık doğrusu. Şişman bire bir sarsıntıyla kaçtık, dışarıya çıktık. Kem saat, 40 dakikalık benzeri neşelilik kesintisi oldu. Hamurlar hazır ama fırını tek açmadık da. Az Buçuk dışarıda bekledikten sonradan, faaliyet geldi Doğanşehir’bile. Hamurlar aklıma geldi, deprem durdu tığ bu hamurları pişirelim, antipatik, kar afet; yurttaş beğenilmeyen olacak, sabaha haris kalacak hepsi diye düşündüm. İçeri girdik, fırını açtık. Eşim poğaçaları pişirdi, ego ekmekleri pişirdim. Sabahleyin benzeri kısmını vatandaşa dağıttık. Bahçedeki eve geçmeyi planlıyorduk. Kentte biricik ayrımsız fırın haricinde hiçbir fırının istihsal yapamadığını duydum. Depremin 10-11 ili etkilediğini dahi öğrenince, çok ihtiyaç olacak diyerek yeniden gerçeklik yapalım dedik. Onu bile pişirip dağıttıktan sonraları akşama bile harcama bahçedeki evde kalırız dedik.” diyerek konuştu.

‘ARKAMI DÖNDÜM, BİNA BULUNMAYAN”

Fırını yakıp eşi ve akrabalarıyla gine paketlemek pişirmeye koyulan Miran, çıkışa yakın dursunlar diye sürekli ailesini dahi uyardı, sonrasını ise şöyle anlattı: ‘Belediyeden bir duyuru yapılıyordu. İlanı dinlemek üzere kapıya çıktım ben, o meydanlık salladı, öğlendeki ikinci hareket oldu. Tabiatıyla ego kapının önündeydim, şipşak kaçtım. Arkama aynı döndüm, kimse namevcut. Toz duman periferi, annemi, teyzemi gördüm. Eşimi gördüm, eşimin esasen kanlar akıyordu. Kızımın sesini duydum sonradan, ‘Baba buradayız’ diye niteleyerek bağırıyordu. Ellerimle enkazı kazmaya başladım ve bir lahzada rahat içki almalarını sağladım. Baktım ikisi da beraberinde. Kazıya kazıya topraktan, bire bir şekilde intikal etmek için 4 saat uğraştık. Çevreden birlikte havari oldular, aynı kepçe denk geldi. Kolonlara filan bağladık. Kaldırıcı falan bulduk, kolonların altına yerleştirdik. Eniştem, çocukları kapıdan çıkarken dışarıya akilane ittirmiş. Amma kendisi enkazın altında kaldı rahmetli oldu.”

‘BERRA YEGÂNE BAŞINA TAYYARE AMBULANSLA İSTANBUL’A GETİRİLDİ”

Teyzesi, annesi, kuzeni ve şişman kızı Begüm’ü belli belirsiz gaileli yerine enkazdan çıkarmayı başaran Emrah Miran, eşinin kafatasındaki fay zımnında ambulansla Malatya Yetişek Araştırı Hastanesi’ne götürüldüklerini, hoşur kızı Berra’nın bacağındaki ezik zımnında ameliyata alındığını söyleyerek, ‘Berra’nın ameliyattan çıktığını gördüm, 5 dakika bilahare de olgun geldi. Begüm’ün çıktığını söylediler. Berra’yı elan bilahare tayyare ambulansla İstanbul’a gönderdiler, ayağının incitici olduğunu söyleyerek. Yegâne başına uçak ambulansla İstanbul’a getirildi kızım. Tığ, eşimle iki üç bölüm bilahare kendimizi havaalanına attık eşim az buçuk daha toparlayınca. Esen olsun yiğit pilotlar, eşim için cankurtaran ayarlayıp burada direkt hastaneye gitmemize havari oldular. Geldiğimizde temas şey hazırdı. Eşimin de burada tedavisine başlandı. Kızımı eksantrik ayrımsız hastaneye götürmüşlerdi. O bile taburcu oldu haddinden fazla şükür. Begüm, annemle gelişigüzel Amasya’daki ablamın yanına gitmişti doğrusu” dedi.

‘AYAĞIMDA GALOŞLA GELDİM, İŞ BULUNMAYAN, KARI YOK, DÖNECEK YURT NAMEVCUT”

Demincek eşi Esengül, 9 yaşındaki kızı Berra ile il aracılığı ile bire bir otele yerleştirilen Emrah Miran, ‘Dönecek bir şehir kalmadı bize şu dakika. Evimiz yıkıldı, aksiyon yerim yıkıldı. Ben buraya ayakkabısız geldim, ayağımda galoşla bindim uçağa” dedi. Miran, sözlerini şöyle noktaladı: ‘Salim olsun hastanedekiler hep ihtiyaçlarımızı karşıladılar, bire bir şeyler verdiler üzerimize. Rastgele cins bindi da veriliyor, Tanrı devletimizden dahi razı olsun. Amma gidecek bir yerimiz yok, evim birlikte yok. Ailemi aynı yere yerleştirdikten bilahare iş bakacağım. Sağa sola başvurup hisse senedi bulmam gerekiyor. Şu anda memleket diyerek ayrımsız özdek bulunmayan bize. Doğanşehir tamamen yıkılmış durumda. 6-8 ayda, benzeri senede ihtimal toparlayamaz site. Barınacak bir yerimiz namevcut. Mecburen kendimize apayrı yerde hisse senedi, ocak uydurmak zorundayız.”

Share: