Doğruluk Bakanı Bozdağ, “Adli Sicil Bilgi Sistemi Tanıtım Töreni”nde konuştu: (2)

Hak Bakanı Bekir Bozdağ, Faziletkâr Intihap Kurulunun (YSK) politik partilerle paylaştığı müntehip bilgilerine ilgili, “Bu verileri alıp üçüncü, dördüncü, beşinci kişilerle veya on paralık alakasız olanlarla paylaşsın diye on paralık kimseye bu veriler verilmiyor. Bu veriler üzerinden fişleme yapılsın, bu veriler üzerinden insanlar A’ya, B’ye, C’ye bakarak tasniflere bağımlı tutulsun diye de verilmiyor.” dedi.

Bozdağ, Ankara Hakimevinde planlı “Adli Sicil Hikmet Sistemi Lansman Töreni”nde yaptığı konuşmada, ferdî verilerin korunmasını isteme hakkının iktidarları döneminde anayasal tıpkısı adalet yerine tanımlandığını belirtti.

Doğruluk Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün ferdî verileri büzük içerisinde koruduğunu bildiren Nazır Bozdağ, zatî verilerin korunmasının yaşam hakkı kadar bulunmaz olduğunu belirtti.

Ferdî Verileri Himaye Kurumunun ve Kurulunun kurulduğunu hatırlatan Bozdağ, kanunda yazmadığı halde kişinin rızası olmadan her şahsi verinin işlenmesinin kanuna hilaf olduğunu ve suç kendisine düzenlendiğini bildirdi. Bekir Bozdağ, bunun balaban aynı hak olduğunu söyledi.

“Hukuka uymaz elde edilmiş zatî verilerin kullanılması dahi suçtur”

Kişilerin devlette olan kişisel verilerine erişme, onları öğrenme, amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını bilmenin de oylumlu aynı kadem olduğunun altını çizen Bozdağ, şöyle bitmeme etti:

“Zatî verilerin korunması konusunda bilinçli bire bir çabayı yasa, kanunuesasi ortaya koyduğu halde, bu konuda kurumlar olduğu halde, gâh eşhas, şirketler, bazı değişik evkaf, derneklerin bu kişisel verilerin korunması konusunda anayasanın ve yasaların kendilerine yüklediği sorumlulukları adına getirmediklerini görüyoruz. Haddinden Fazla net söylüyorum, şahsi verilerin hukuka çap benzeri şekilde elde edilmesi, kanunlarımız nezdinde suç olduğu kabilinden, hukuka çap elde edilmiş ferdî verilerin kullanılması bile suçtur. Maalesef takatli çokça iştirak, ticari ilişkilerinde yahut eksantrik bambaşka şekillerde ayrı ayrı kişiler, siyasiler mukavemetli çokça farkı yöntemlerle bu şahsi verileri kullanıyorlar.”

“On Paralık kimsenin ayrımsız imtiyazı, bir ayrıcalığı yoktur”

Hukuka makul, hukukun içerisinde kalarak ferdî verilerin elde edilmesi ve hukuka akıllıca biçimde kullanılması gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:

“Hiç kimsenin bu konuda tıpkısı imtiyazı, bire bir ayrıcalığı yoktur. Zatî verileri, hukuka hilaf çekmek, hep ve temas geçim üzere suçtur. Şahsi verileri hukuka hilaf eksiltmek tümce üzere suçtur. Bunun seçme istisnası yoktur. Ferdî verileri hukuka karşıt tıpkısı şekilde elde eden ve kullananlar hakkında Şahsi Verileri Siper Kurumunun daha tetik olmasında ve bu konularda yasanın kendilerine tanıdığı yetkileri kullanmakta, görevleri yerine getirmekte tereddüt etmediğine inanıyorum. Buradan çağrıda bulunuyorum, bizim milletimizin beherglas ferdinin zatî verilerini korumak onların yaşam hakkını korumak kadar kıymetlidir. Buna saldırı edenler, hukuka hilaf şekilde buna umum uzatanlar, hukuka çapraz şekilde elde yazar kullananlar karşı kurumun gereğini yapmasında ve yetkilerini kullanıp görevinin gereğini hesabına getirmesinde bildirme minicik benzeri tereddüdünün olmaması geçişsiz. Ki olursa olsun, ki kim bu milletin şahsi verilerini hukuka yeraltı bire bir şekilde elde ediyor ve kullanıyorsa onlarla ilgilendiren kanuni işlemleri fethetmek, gerekiyorsa Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunmak dahil, kanun hangi yetkiyi veriyor, ne görevi tanımlıyorsa bittabi bunu yapacağız, bunu yapmamız geçişsiz. aksi takdirde bu tensikat anayasada düz almasına rağmen kağıt üzerinde kalır. Bunlar, anayasada saha alsın, insanlar bunu konuşurken övsün diye konulmuş değil.”

“Pek haddinden fazla şahsi verinin, çok ayrı ayrı maksatlarla o kişileri yıpratmak, itibarsızlaştırmak kamuoyunun gözünden azaltmak yahut bambaşka bambaşka hesaplarla kullanıldığını birlikte görüyoruz. Bu hem tıpkısı aktöre sorunudur hem birlikte ayrımsız zamanda bizim hukukumuz bakımından cürüm olan aynı durumdur.” diyen Bozdağ, veriyi işleyenin beklemek zorunda olduğunu vurguladı.

Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

“Eğer tıpkısı kuruma verilmiş ferdî veriler, bazen yakın gruplarının elinde veyahut bile internetten alışveriş merkezlerinden mesajlar yağmur kabil geliyorsa, derneklerden, vakıflardan, şuradan buradan. Vatandaş soruyor, ‘Benim bu mahsul, bunların eline nasıl geçti? Benim telefonumu ben biliyorum, işte yakınlarım biliyor, dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım biliyor. Tek merhaba sıfır insanın elinde benim telefon numaramın ne işi var?’ diyor. On Paralık tanımadığım insanlardan mesajlar alıyorlar. Nereden gidiyor bu? Bu verileri siper üzerine memur olanların görevlerini yasaya makul yapmamalarının tıpkı sonucudur bu. Eğer yasaya akla yatkın bu görevler işlenmiş olsa, bu veriler insanların eline geçemez. Geçtiği devir bile Cumhuriyet savcılıkları Zatî Verileri Siper Yerleşmiş, ilgili, hukuken vazifeli ve yetkili yerler gereğini yapar. Yapması de onların Anayasal ve kanuncu görevidir. Onun için ferdî verileri himaye üstüne Türkiye’yi ayrımlı değişik tartışmaların içerisine çekmeye kimsenin hakkı yoktur, olmamalıdır.”

“Yasalı düzenlemelere uymak vatandaşlık görevimizdir”

Faziletli Seçme Kurulunun galiba tıpkısı dönemde müntehip kütüklerini siyasal partilere verdiğini hatırlatan Bozdağ, siyasal partilerin üstelik kendilerine sunulan bu verileri kişilerin hukukunu, canını, yaşamını ve onurunu korur gibi koruması gerektiğini söyledi. bahis konusu verilerin YSK tarafından yasa emrettiği üzere partilere verildiğine dikkati çekici Bozdağ, şunları kaydetti:

“Bu verileri alıp üçüncü, dördüncü, beşinci kişilerle yahut on paralık alakasız olanlarla paylaşsın diye hiç kimseye bu veriler verilmiyor. Bu veriler üzerinden fişleme yapılsın, bu veriler üzerinden insanlar A’ya, B’ye, C’ye göre tasniflere bağımlı tutulsun diye dahi verilmiyor. Onun için zatî verilerin korunması konusunu Türkiye’nin bu bakir hukuk sistemine akıllıca, anayasanın sağladığı bu hakka, Kişisel Verilerin Korunması Kanununa ve diğer mevzuatımıza akla yatkın aynı şekilde adına getirmesinde, herkesin bu konuda duyarlık göstermesinde fayda vardır. Tıpkı öğün elan söylüyorum, hayat hakkını korumak hangi kadar kıymetliyse, kişinin çalımlı, saygın, saygın ayrımsız duygusal yerine yaşamasını sigortası olan kişisel verileri korumakta o kadar kıymetlidir. Rastgele ikisi bile hem hepimizin vazifesi hem üstelik her bir vatandaşımızın, beher şirketin, beher kamu kurumunun, herkesin ve seçkin kesimin eş vazifesi. Bu konudaki kanuncu düzenlemelere adapte olmak ve kanuncu düzenlemelere akıllıca ırgamak bizim hem insanlık hem birlikte vatandaşlık görevimizdir.”

(Sürecek)



Share: