TARIM ve Orman Bakanlığı’nca 2020’dahi Marmara Denizi’nde başlatılan siper çalışmaları olumlu sonuç verdi. Marmara Denizi’nin, nesli od altında olan deniz canlısı pina, kırlangıç balığı, bahir çayırları ve kontrolsüz avlanma tehdidi altında olan koruyucu gibi metanetli çokça canlıya yuva olmaya başladığı tespit edildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü vasıtasıyla 2020 yılında 1380 çevrilmiş ‘Su Ürünleri Kanunu’nun güncellemesi ile Marmara Denizi özellikle almak amacıyla denizlerde henüz ağır ve uygulanabilir koruma tedbirleri başlatıldı. Dulda tedbirleri kapsamında, yemeden içmeden Marmara Denizi’nde son 2,5 yılda çaktırmadan avcılık yaparak biyoçeşitliliğe kötülük verdiği tayin edilen 250’ye mümasil tekneye el konulup, kamuya devredildi. Balıkçıların da belirlenen kurallara uyması sonucu özellikle Marmara Denizi’nde uzun yıllardır görülmeyen ara sıra türlerin gene görüldüğü ve biyoçeşitliliğin arttığı tespit edildi. Marmara Denizi’nde kontrolsüz avlanma tehdidi altında olan koruyucu, nesli tükenmekte olan bahir canlısı pina, kırlangıç balığı, bahir çayırları kabilinden zorlu haddinden fazla hareketli gene görülmeye başlandı.
‘ÇALIŞMALARLA MARMARA DENİZİ ESKİ HALİNE ULAŞTI’Balıkçılık ve Akarsu Ürünleri Umumi Müdürü Altuğ Atalay, siper çalışmaları ile Marmara Denizi’nin farklı türlere yuva olmaya başladığını belirterek, şunları söyledi: “Bütün su ürünleri ve balıkçılık esasen 1380 sınırlanmış ‘Su Ürünleri Kanunu’na tabi yapılıyor. Bu kanun 2020 yılında Meclis tarafından güncellendi. Bu güncelleme ile hem Marmara’birlikte hem birlikte farklı bölgelerimizde haddinden fazla daha dokunaklı ve uygulanabilir himaye tedbirleri başlattık. Örneğin; 2020 yılının esasen itibaren 2,5 yılda hemen Marmara’da kaçak avcılık fail 250 tekneyi kamuya geçirdik, umum koyduk, şişman bir kısmını kamu hava ve kuruluşlarına bağışladık evet bile parçaladık. Zira yasa gereği bunlar tekrar balıkçıya kalın kafalı verilmiyor. Bunun altyapısına baktığımızda da balıkçıların kurallara uyması ile Marmara’bile de başka denizlerimizde dahi biyolojik tenevvü zenginlinin arttığını tayin ediyoruz. Hem vekillik adına yaptığımız çalışmada hem Bursa Büyükşehir Belediyesi ve özge belediyelerin yaptığı çalışmalarda hem da hususi yapılan çalışmalarda hele akarsu altı fotoğrafçısı ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan’ın çektiği görüntülerde koruma altına aldığımız alanların dirim bilimsel zenginlik açısından neredeyse eski haline ulaştığını, pek çokça canlıya esasen yuva olduğunu görüyoruz.” NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ PİNA MARMARA’DAGenel Müdür Atalay, mütezayit türlere benzer vererek, “Bunlar ortada nesli neredeyse Akdeniz’dahi tükenmekte olan pina kabilinden canlılar, kırlangıç balığı ve bahir çayırlarının birden geliştiğini, eski canlılığına kavuştuğunu tespit etmek bizleri bahtiyar ediyor. Bu alanda müsilajın etkisi birlikte kalmadı diyebiliriz. Balıkçılarımız akıbet merhale memnun, 1980’lerden beri av vermeyen uskumru esasen avlanmaya başlandı. Söz Gelişi kalkan, bunlar kafile koridoru olan Marmara ve boğazlardaki dulda tedbirlerinin artması ile oldu” diye konuştu.’BALIKLAR AST TABANDAKİ OKSİJENİN AZALMASINDAN ETKİLENMEZ’Atalay, Marmara’da denizin ast tabakasında oksijenin azalmasının, balıklara etkisinin olup olmayacağına ilişik da “Marmara çok koyu bölgesi olan aynı deniz. Dipten avlanan balıklar bundan sonra yan bölgelerinde oluyor, temel Marmara’de avcılığı yapılan çeşitler ise dibe yansımayan evet da mutedil derinlikte yüzen balıklar. Dolayısı ile bundan etkilenmezler. Balıklar rahatlıkla oksijenin makul olduğu bölgeleri seçerler ve ona bakarak yerlerde bulunurlar. Tabi Marmara’yı korumaya devam etmek gerekir. Hele Marmara Denizi’nde siper altına alınan alanlarda biyoçeşitliliğin güç şekilde arttığını tığ görüntüler ile belirleme ediyoruz. Yaptığımız çalışmaların tamamında ve balıkçıların memnuniyetinde bunu rahatlıkla görüyoruz kim Marmara’birlikte dulda alanları karşılığını veriyor” dedi.