Muğla’da yeni yabani soğan türü keşfedildi

Iye Üniversitesi (EÜ) Botanik Parkı ile Herbaryum Uygulama ve Araştırma Merkezi Akademisyen Prof. Dr. Hasan Saika ve ekibi, Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde tayin edilen yıpranmamış bir tor soğan (allium) türünü olgun dünyasına kazandırdı.

Muğla’dahi faal ve bitkiler üstüne müptedi çalışmalar fail Ayhan Toprak, aynı bölümü Denizli sınırları süresince olan Sandras Dağı’nın Köyceğiz ilçesi kesimindeki 2 bin 200-2 bin 250 metre rakımlı Çiçek Cet zirvesinde, değişik olduğunu düşündüğü ayrımsız bitkiye rastladı.

Yer, bitkiye ilgilendiren etraflı fotoğrafları, EÜ Nebatat Bahçesi ile Herbaryum Aplikasyon ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Saika’a ulaştırdı.

Sebep, yaptığı araştırı sonucunda bitkinin literatürde kaydının olmadığını belirledi.

Yüksek lisans öğrencisi Seval Erdem ve doktora öğrencisi Tuğkan Özdöl’ün de karışma olduğu yer ve laboratuvar çalışmasının ardından hazırlanan “Muğla soğanı” konulu ilmî yazı, Finlandiya merkezli uluslararası hakemli yıllık Annales Botanici Fennici’de yayımlandı.

Bilim dünyasına kazandırılan bitkiye Türkçe benibeşer olarak, “Muğla soğanı” adı verildi. Bitkinin ilmî ismi keşfi fail Ayhan Toprak’a atıfla “Allium ayhan-toprakii Sebep” oldu.

“Sandras biyoçeşitlilik açısından berenarı önemli”

Prof. Dr. Hasan Yıldırım, AA muhabirine, Muğla soğanın keşfi ile Türkiye’dahi kâin endemik soğan sayısının 120’ye, Türkiye’deki soğan türünün dahi 225’e yükseldiğini söyledi.

Kendilerine bitkinin fotoğraflarını göndererek ilmî çalışmanın başlamasını sağlayıcı çolpa botanikçi Ayhan Arazi’ı keşfi dolayısıyla tebrik kartı eden Saika, şöyle devam etti:

“Bu bitkinin yayılış gösterdiği Sandras Dağı pespaye da biyoçeşitlilik açısından oldukça yetişkin aynı acı. Lazım ülkemiz açısından gerekse dünya çapında az çok ısıdam ayrımsız dideban diyebiliriz. Bu üzücü şu esas büyüklüğünde keşfedilmiş türlere baktığımızda, takkadak dünyada bu dağın zirvesinde ve eteklerinde kayran alan ve başka aynı yerde yayılış göstermeyen 30’dan aşkın endemik bitki türüne cemaat olduğunu söyleyebiliriz. Halen üstelik bu bitkide olduğu kabilinden yeni türlerin keşifleri bitmeme ediyor.”

Hasan Sebep, dağda yapılan madencilik faaliyetlerinin bölgenin biyoçeşitliliğine uymazlık vereceğinden keder ettiklerini bile belirtti.

Yeni bitki türlerinin keşfedilmesinin tababet açısından dahi balaban olduğunu dile getiren Saika, yapılacak icraat sonucunda bakir ilaçların dahi ortaya çıkabileceğini anlatım etti.



Share: