Onun acısı 23 yıldır dinmiyor

Onun acısı 23 yıldır dinmiyor

1999 depreminde evladını kaybeden üzüntülü ata:

“Çektiğimiz seçme fotoğrafta elini sallayarak tekebbür veriyordu. ‘Oğlum indir o elini’ desem da ‘Baba anca olsun’ diye ısrar ediyordu. Akıbet fotoğraflarında neymiş vedalaşıyordu”

DÜZCE – 17 Ağustos 1999 depreminde 16 yaşındaki oğlunu toprağa veren Nail Erdinç’in acısı 23 yıldır dinmiyor. Acısının hala gailesiz olduğunu söyleyen Erdinç, “Çektiğimiz seçkin fotoğrafta elini sallayarak erim veriyordu. ‘Oğlum indir o elini’ desem da ‘Baba öyle olsun’ diye ısrar ediyordu. Son fotoğraflarında sanki vedalaşıyordu” dedi.

‘Asrın felaketi’ olarak tanımlanan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 23 sene geçti. Depremde Düzce’nin Gölyaka ilçesindeki 4 eğik yapı da yerle tıpkı oldu. O binada oturan Erdinç ailesi gerileme altından çıkarıldı ancak 16 yaşındaki Ramazan hayatını kaybetti. 45 saniye süren gecede oğlunu kaybeden Başarmış Erdinç, döl acısıyla sarsıldı.

“Enkazdan ve acıdan önümü göremez haldeydim”

23 yıldır bire bir acıyı yaşadığını söyleyen Erdinç, “Hesaptaki değil nasipteki yaşanır. Allah tekrar yaşatmasın, çok tahakküm günleri geride bıraktık. 17 Ağustos 1999 gününden tıpkısı çağ önce önüme baktığımda Kabe’ye kadar görüyordum. Fakat devrisi çevrim, enkazdan ve acıdan önümü göremez haldeydim. Bu konuda boğazım düğümleniyor çünkü uşak acısı hiçbir şeye benzemiyor. Bugün gine evlerimizi yapıp, arabalarımızı alıp içine girebiliyoruz. Temas husus et kafalı geldi amma oğlumun mezarlığı, evimizin mecmu karşısında duruyor. Her dolaşma koku alma organı burunayız. Sevdiği yemekleri, giydiği kıyafetleri ve arkadaşlarını gördüğümde içim parçalanıyor. Cenabıhak tıpkı elan yaşatmasın” dedi.

“Her 17 Ağustos’ta acım dinmeden tazeleniyor”

Hareket gecesini anlatan Erdinç, “O bölüm İstanbul’dan kullanılmamış dönmüştüm. Saat 03.00’e geliyordu. Siktirici oğlum ağlamaya başlayınca kalktık. Annesi ona süt verdi. Sonrasında bir gümbürtü koptu ve gözümü hastanede açtım. Cankurtaran ile benzeri süre sonraları izansız döndük. İlla üstelik ‘Oğlum’ diyordum. Zira evlatlarımı düşünüyordum. Yeniden evimin önüne getirildiğimde, evlatlarımın ikisi ayaktaydı amma benzeri tanesi enkazın altında kaldı. Şişman oğlum, saatler sonradan donmuş kendisine çıkarılabildi. Her 17 Ağustos’ta acım dinmeden tazeleniyor. Resimlerine bakıyorum, mezarı ise evimizin umum karşısında. Arada Bir gidip onunla dertleşiyorum. 23 sene geçmiş bugün perişandım. Rastgele kayran çökmüş, evladım ise mezardaydı. Kül bunları düşünmemek, duygulanmamak elde değil” diye konuştu.

“Serencam fotoğraflarında sözde vedalaşıyordu”

17 Ağustos’tan birkaç çevrim geçmiş ailecek denize gittiklerini anlatan yanık baba Başarmış Erdinç, “Çektiğimiz seçme fotoğrafta elini sallayarak çalım veriyordu. ‘Oğlum indir o elini’ desem dahi ‘Baba anca olsun’ diye ısrar ediyordu. Serencam fotoğraflarında güya vedalaşıyordu. Ona dair aklıma mevrut en son anı bu kadar. Her bölüm, gelişigüzel sene Cenabıhak düşmanıma bu acıyı yaşatmasın diye niteleyerek yakarış ediyorum. Rahmetlik oğlum çok aktifti, eğin dili harikaydı. Herkese karşı ağa cömert gibiydi” ifadelerini kullandı.

Share: