Cumhur Reisi Erdoğan: “Amacımız Putin ile Zelenski’yi ülkemizde tıpkı araya getirip krizi kökleşmiş çözecek yolu açmak”

Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan, “Amacımız inşallah uzak sıfır bire bir tarihte Sayın Putin ile Sayın Zelenski’yi dahi ülkemizde bire bir araya getirerek bu krizi kökünden çözecek yolu açmaktır” dedi.

Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın arkası sıra açıklamalarda bulundu. Reisicumhur Erdoğan, Rusya ve Ukrayna’ya müteveccih ziyaretlerini hatırlatarak, “Ağustos’un 5’inde Soçi’üstelik Sayın Putin ile bu konunun birlikte iki devlet ilişkilerini, bölgedeki sair gelişmeleri ve tabii Ukrayna Savaşını enine boyuna istişare, mülakat imkanı bulmuştuk. Geçtiğimiz Perşembe günü Ukrayna’ya anbean, BM Genel Sekreteri Guterres’in bile katılımı ile analog bir görüşmeyi Sayın Zelenski ile gelişigüzel yaptık. Amacımız inşallah ırak sıfır tıpkısı tarihte Sayın Putin ile Sayın Zelenski’yi bile ülkemizde tıpkı araya getirerek bu krizi kökünden çözecek yolu açmaktır” ifadelerini kullandı.

“Cuma Namazı namazımızı inşallah Malazgirt’te kılacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1071 Malazgirt Zaferi’nin yıldönümü kapsamında katılacağı programlara üstelik değinerek, “Perşembe haset Ahlat’tayız. Cuma haset Malazgirt’te olacağız. Sayın Bahçeli ile alay malay bu iki majör programımızı inşallah gerçekleştireceğiz. Anadolu’yu bizlere vatan namına bırakan ecdadımızı garip edeceğiz. Cuma Namazı namazımızı inşallah Malazgirt’te kılacağız. Kült İşleri Başkanı imametinde inşallah Cuma Namazı namazımızı orada ifa edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Ülkemizde ısrarla muayyen ekonomi modellerinin uygulanmasını isteyenlerin fanatizmi akılcılıklarından değil, tembelliklerinden yahut gerideki eksantrik yarar ilişkilerinden kaynaklıdır”

Ekonomide, repo, seviye ve şişkinlik denklemi ile sınandıklarının altını çizen Reisicumhur Erdoğan şunları kaydetti:

“Akıbet dönemde ülke ve kavim namına bizi en çokça zorlayan konunun; repo, düzem, şişkinlik denklemi ile sınandığımız tutum alanı olduğu tıpkısı gerçektir. Dünyadaki gelişmeleri ve ülkemizin gücünü dikkate alarak, ekonomimizi sıkıntı tehdidi kadar bulutsuz ve pahal tıpkısı saldırıya maruz kaldığımız 2018’den itibaren, bu alanda eskimemiş programı hayata geçirmeye başladık. Ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve akan çok yolu ile izam esasına dayanan bu programın teorik eğin planının ve uygulamadaki mantığının anlaşılması biraz fasıla aldı. Tığ ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı lacerem yapacağımızı gayet gür bildiğimiz için bu garip tartışmalara kulak asmadan işimize baktık ve ekonomide köklü tıpkı değişimi adım adım hayata geçirdik. Bizim yıllar evvel yaptığımız önceliği istihdama ve üretime ita tercihine zaman ümranlı ülkeler ilkin görünmek amacıyla tüm dünyanın üstelik yönelmeye başladığını görüyoruz. Elbette mandacı iktisatçılar programı kötülemek üzere bibi dünyadaki örnekleri görmezden gelmeye, verilerin yarısını anlatıp farklı yarısının üzerini örtmeye devam ediyor. Akıl ve vicdan sahibi iktisatçılarımız ise detaylara ilişik kimi eleştirilerini hikâyelemek ile gelişigüzel, programımızın mantığını ve amacını biraz mahcup ifadeler ile birlikte olsa takdir ediyor. Gelişigüzel şeyden ilk şu hususun altını çizmek isterim; ekonomi teorileri ve uygulamaları, fizik ve hesap bilimleri gibi herhangi bir yerde uygulanan kuralları, formülleri, denklemleri olan konular değildir. Bu alana ilgilendiren teoriler ve icraat, seçkin ülkenin, temas toplumun şartlarını, kültürüne, birikimine, yetenek ve gücüne göre başkalık gösterir. Yani aynı ülkede başarılı olan tıpkı modelin diğerinde dahi bir sonucu vereceğinin garantisi yoktur. Kişi eğitimlerine ve donanımlarına göre, ülkemizde ısrarla makul ekonomi modellerinin uygulanmasını isteyenlerin fanatizmi akılcılıklarından değil, tembelliklerinden veya gerideki apayrı menfaat ilişkilerinden kaynaklıdır. Biz bu hakikatleri bildiğimiz için, birilerinin hangi dediğine değil, ülkemizin neye ihtiyacı olduğuna, milletimize verdiğimiz sözleri şüphesiz yerine getirebileceğimize bakıyoruz. Bugün itibariyle bilcümle dünya efdal para şişkinliği gerçeği ve işsizlik tehdidi ile boğuşuyor. Türkiye ise kişi kazançlı modeli sebebiyle tarihinin sunma efdal üretim, dış satım ve istihdam seviyelerine ulaşarak bu iki tehditten esas yıkıcı olanın üstesinden gelmeyi önceden başarmıştır. Şişkinlik rakamlarımızın nominal kendisine çok faziletkâr seyretmesi elbette sıkıntı vericidir. Amma burada esas ilgi edilmesi gereken, enflasyon düzeyinin genel ekonomi üzerinde kez açtığı sonuçlardır. Biz pahalılık rakamlarının insanlarımızın hayatındaki hırçın etkilerini herhangi bir kesimin dirimlik seviyesini yükselterek giderilmiş etmeye çalışırken, tıpkısı zamanda enflasyonu düşürecek tedbirleri da alıyoruz.”

“Bugün Türkiye rastgele alanda tıpkısı bambaşka ligin, tıpkı ayrıksı dünyanın, oyuncusudur”

Türkiye Iktisat Modeli ile başlatılan bakir konuşu modelin kararlılıkla bitmeme edeceğini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye’nin ihtiyacı faizi arttırmak değil. Yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve akan fazlayı artırmaktır. Ümranlı ülkelerdeki bizden elan derin farklar içeren siyasa faizleri ile enflasyonları arasındaki ilişkiye tek bakmayıp Türkiye’deki durumu hırs tellalı edası ile anlatanların niyetleri başkadır. Bugünkü tutum programımızı, 10 sene, 15 sene, 20 yıl önceki belki bu cesaret ve kararlılıkla uygulayamayabilirdik. Çünkü o dönemlerde siyasi ve askeri gücümüz kabilinden iktisadi altyapımız birlikte henüz böyle aynı politikayı destekleyecek seviyede değildi. Amma zaman Türkiye seçkin alanda benzeri apayrı ligin, tıpkı bambaşka dünyanın, oyuncusudur. Öz krizlerinin yükünü hafifletmek için bizim politikamıza eş ve hassaten elan müstakbel adımlar atan mütekâmil ülkeler görüyoruz” açıklamasında bulundu.

“Tığ yıpranmamış iktisat modelimiz çerçevesinde istihdama, üretime, ihracata odaklanmayı sürdüreceğiz”

Eskimemiş iktisat modelinde istihdam, istihsal ve dış satım odaklı hareketin süreceğinin altını çizen Cumhur Reisi Erdoğan, “Tığ yıpranmamış tutum modelimiz çerçevesinde istihdama, üretime, ihracata odaklanmayı sürdüreceğiz. Türkiye’nin yeniden az asrı çok süredir oynanan oyunlarla, hamam mülk sömürgesi haline dönüştürülmesine umu göstermeyeceğiz. Bizim ekonomi modelimizde; yatırım işleyen kazanacak, etkin kazanacak, tecim işleyen kazanacak, bunların hasılasıyla da kerem kazanacak, bütçe kazanacak. Hükümete geldiğimiz günden beri üzerinden titizlik ile durduğumuz bütçe disiplininden daha çok de asla ödünleme vermeyeceğiz. Ülkenin kazancını devletin kazancına dönüştürüp bunu dahi millete işaret namına, hizmet yerine, destek yerine nakil kararlılığımızdan sunu kıtipiyoz bire bir hoşgörüsüz aşama atmayacağız” şeklinde konuştu. – ANKARA

Share: