BM Uzmanlarından Danıştay’a ‘İstanbul Sözleşmesi’ Çağrısı: İlk Paye Mahkemesinin Kararını Bozun ve Türkiye’nin Sözleşmeye Gabi Dönmesinin Önünü Açın

Konfedere Milel (BM) uzmanları, Danıştay’a ‘Cumhurbaşkanı Kararı’nı onaylayan ilk evre mahkemesinin kararını halel ve Türkiye’nin benzeri imzacı olarak İstanbul Sözleşmesi’ne bir dakika ilk kafasız dönmesinin önünü açılış” çağrısı yaptı. Danıştay Başkanı’na hitaben yayınlanan mektupta, “İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayanın TBMM olması zımnında, çekilmenin birlikte tekrar parlamento kararıyla olması beklenirdi. Türkiye’nin gidişatı bilakis çevirmesi ve tarihin akıllıca tarafında meydan alması üzere çok geç değil” denildi.

BM Kadınlara ve Kız Çocuklarına Müteveccih Şiddet, Sebepleri ve Sonuçları Özel Raportörü Reem Alsalem, BM Kadınlara ve Kız Çocuklarına Müteveccih Ayrımcılık Mesai Grubu Başkanı-Raportörü Melissa Upreti ve BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi (CEDAW Komitesi) Başkanı Gladys Acosta Vargas, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararıyla ilişik Danıştay Başkanı’na hitaben benzeri kitap yayınladı. Muadele İçin Karı Platformu’nun (EŞİK) açıklamasıyla duyurulan 20 Ağustos günlü mektuptan öne çıkanlar şöyle:

“TÜRKİYE’NİN SÖZLEŞME’DEN ÇEKİLMESİNİN KADIN VE KIZ ÇOCUKLARI DAHİL DIZGE İÇİN EŞİTLİK VE AYRIMCILIK YAPILMAMASINI SAĞLAMAYA YÖNELİK KAZANIMLARI GERİYE DÖNDÜRMESİNDEN ENDİŞELİYİZ”

“Mart 2021’birlikte, Türkiye’deki politik aktörlerin, Itilaf’dahi beğenilen içtimai cinsiyet teriminin kusurlu yorumlanmasıyla, Geçim’nin ‘karı değerlerini tehdit ettiğine’ dair endişelerini dile getirmesinden duyduğumuz rahatsızlığı tabir ettik. Tersine, Geçim’nin organ devletlere kadınları ve kız çocuklarını ve onların âdem haklarını daha iyi destek olmak için vesait sağladığını açıkladık. Bu nedenle, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin, ülkenin kadınları ve kız çocukları de dahil gelmek için cümle için akreditasyon ve ayrımcılık yapılmamasını sağlamaya yönelik kazanımları geriye döndürerek kerem ve toplum kendisine kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılık ve şiddete yönelik mücadelesindeki kararlılığını zayıflatmasından koyu keder ediyoruz.

“TÜRKİYE HÜKÜMETİ’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ MÜTEZAYIT DEZENFORMASYON KAMPANYALARINI ENGEL OLMAK İÇİN MÜDAHALEDE BULUNMAMASINI ESEFLE KARŞILIYORUZ”

Bu bağlamda, Türkiye Hükümeti’nin İstanbul Sözleşmesi ile ilişik küsurat dezenformasyon kampanyalarını çelmek için erken müdahalede bulunmamasını ve daha bilahare Kavil’nin Türkiye ulusal mevzuatı üzerindeki etkisini yeterince göstermek üzere hiçbir ceht gösterilmemiş olmasını esefle karşılıyoruz. Bu uzanım, gâh grupların Sözleşme’nin amacını ve kapsamını Türkiye’nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmadığı şeklinde isteyerek yanlış yorumlamalarına olanak tanımıştır. Bu gruplar kasten ve hatalı bir şekilde ‘içtimai seks’ ve ‘toplumsal cinsiyete dayalı hız’ terimlerine kıymetlendirme getirmişlerdir. Sözleşme, kadınlara müteveccih çapkın ilgilendiren sair arsıulusal anlaşmalarda ve eş hakları belgelerinde düzlük düz bu terimler üzere arsıulusal kabul görmüş tanımları izlem etmektedir.

Türkiye, kadınlara ve çocuklara müteveccih şiddete ilişik meseleleri ‘karı’ çatısı altında ve ‘ailenin korunması’ kapsamında ele almaya bitmeme etmektedir. Temmuz 2022 tarihinde Türkiye’ye yaptığı resmi ziyarette, Kadınlara ve Kız Çocuklarına Müteveccih Hız Özel Raportörü, bu yaklaşımla ilgilendiren endişelerini dile getirmiştir; çünkü bu yaklaşım, kadınların ve çocukların, özlük aileleri süresince de karışma koyulmak için, fertler adına maruz bırakıldıkları hüküm risklerinin etkili aynı şekilde belirleme edilememesine hastalık olmaktadır.

Benzer şekilde, içtimai cinsiyete dair önyargılara cemaat manşet kuvvetleri ve etki mensupları, bundan sonra kadınlara ve kız çocuklarına müteveccih sürat eylemlerini veya şiddet tehditlerini soruşturmama ve kovuşturmama eğilimlerini meşrulaştırdığı için Kesim’den çekilmeye güvenmektedir.

“SÖZLEŞME’DEN ÇEKİLMENİN, TÜRKİYE’NİN CEDAW’I UYGULAMASI VE LANZAROTE SÖZLEŞMESİ GİBİ ANLAŞMALARA VE YÜKÜMLÜLÜKLERE BAĞLILIĞINI TEHDİT ETMEYE HİZMET ETMESİNDEN ENDİŞELİYİZ”

Bizi henüz birlikte endişelendiren İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin, Türkiye’nin CEDAW’ı uygulamasını ve Avrupa Konseyi Çocukların Cinsî Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi) üzere kadınların ve kız çocuklarının korunmasını düzenleyen gayrı temel anlaşmalara ve yükümlülüklere bağlılığını, Türk toplumuyla bağdaşmayan değerleri desteklediklerine dayalı bire bir bahaneyle gizil kendisine yıldırma etmeye hizmet etmesidir.

CEDAW Komitesi ile düzenlenen diyaloğun ve BM Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet Hususi Raportörü’nün aynı müddet ilk Türkiye’ye gerçekleştirdiği devlet ziyaretinin dolay bulgularının gösterdiği için ülke, aşağıdakiler karışma ancak bunlarla sadık olmamak amacıyla, muhtelif ve kesişen nedenleri bitmeme fail ve bereketli, bati ve çoklu tezahürleriyle kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadeleye bitmeme etmektedir: Avrat ve erkeğin toplumdaki rollerine ait beledi pederşahi suret yargılar; karı içi ivinti riski altında olan veya bu şiddete maruz bırakılan kadınlar ve kız çocukları için etkin önleme ve siper tedbirlerinin olmaması; bulut verici nitelikteki zorla ve erken yaşta dünyaevi olguları; az bildirim yapılan fakat ağırbaşlı ayrımsız sav olan cinsî sömürü ve istismar birlikte dahil tevessül etmek üzere haddinden fazla gayeli karı ve kız çocuğu ticareti; siyasetteki kadınlar, LGBTI kadınlar ve hapishanelerdeki kadınlar kabilinden makul azınlıklara mensup kadınların maruz bırakıldığı güç ve Kürtçe mütekellim kadınlar, göçmen ve mülteci kadınlar dahil zorlu çokça kadının hizmetlere ve desteğe erişimde karşılaştığı yoğun engeller.

“KOMİTE, TARAF DEVLETİ SÖZDE ‘NAMUS’ SUÇLARINI AKLA YATKIN ŞEKİLDE TAKIBAT VE CEZALANDIRMA ÇABALARINDA ÖNCELİKLİ KENDISINE DEBI ETMEYE ÇAĞIRIR”

Büyüklük kaynaklarına göre, Türkiye’da 2010-2020 yılları ortada yeryüzü birkaç 3 bin 175 eş cinayeti bildirilmiş ve 2021’üstelik 300’den fazla eş, çoğunlukla gelişigüzel oldukları veya bir vakitler birlikte oldukları yakın partnerleri yahut eşleri ya dahi aile üyeleri tarafından öldürülmüştür. Noksan tebligat gen olduğundan, gerçeklik rakamların çokça henüz faziletli olduğu hesap edilmektedir.

Bu bağlamda, CEDAW Komitesi ‘Taraf Devletin, ocak içi şiddeti ve avrat cinayetlerini özel kendisine suç haline haberdar etmek için zaruri kanuni tebeddülat yaparak kadınlara müteveccih toplumsal cinsiyete dair şiddeti cürüm sayan yasaların uygulanmasını bakı mekanizmalarını geliştirmesini tavsiye mektubu etmektedir’. Alt Kurul ayrıca, Canip Devleti, güya ‘namus’ namına işlenen tüm suçları akla yatkin şekilde kovuşturma ve cezalandırma çabalarında öncelikli olarak akim etmeye, ‘kadınların ve kız çocuklarının intiharlarını, kazalarını ve farklı şiddete dair ölümlerini etken bire bir şekilde soruşturmaya’ çağırır. Taraf Devlete, diğerlerinin yanında özel kendisine ‘acil ebat tedbirleri de dahil doğmak üzere tam COVID-19 toparlanma çabalarının kadınlara ve kız çocuklarına müteveccih içtimai cinsiyete dayalı şiddeti faal bir şekilde önlemeyi amaçladığından güvenmek üzere stratejilerini gözden geçirme’ çağrısında bulunur.

Mevcut eksper görüşünün imzacıları, eş herif hakları savunucularının, karı cinayetlerine ve ‘namus suçlarına’ cebin, İstanbul Sözleşmesi lehine ve Inikat’den ricat aleyhine savunuculuk çelmek bile karışma koyulmak amacıyla ifade ve meşru faaliyetlerde bulunma özgürlüklerinin güvence altına alınması gereğini yineler. CEDAW Komitesi’nin bu yöndeki tavsiyesi, söz konusu maddenin uygulanması amacıyla öncelikli adımlar gerektirir.

“SÖZLEŞMEYİ ONAYLAYANIN TBMM OLMASI NEDENİYLE, ÇEKİLMENİN DAHI YASAMA KURULU KARARIYLA OLMASI BEKLENİRDİ”

Serencam adına, İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayanın TBMM olması zımnında, çekilmenin de yeniden parlamento kararıyla olması beklenirdi. Bu, Türk demokrasisinin çözmesi müstelzim aynı iç maslahat olsa birlikte bu sorunların farkında olduğumuzu ve Antant’den incizap öncesinde sivil toplum ve başka paydaşlarla elan degaje tıpkısı meclis tartışması yahut istişaresinin yapılmamış olmasından üzüntü duyduğumuzu tavzih etmek isteriz. Türkiye’nin gidişatı bilakis çevirmesi ve tarihin akilane tarafında düzlük alması için çokça geç değil. Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet Hususi Raportörü’nün Türkiye ziyaretini tamamlarken belirttiği üzere, ‘Türkiye birçok yönden tarihinin cesim tıpkısı kavşağında. ya bilinçli ve isteyerek yerine kadınların ve kız çocuklarının haklarının geliştirilmesinde elde edilen kazanımları korumayı seçebilir evet de bu yüce ilerlemede kafasız hamle atıp kadınları ve kız çocuklarını geride tevdi riskini üstlenebilir.’ Bu nedenle Danıştay’ı, 3718 az Cumhur Reisi Kararını onaylayan ilk aşama mahkemesi kararını bozmaya ve Türkiye’nin bir imzacı adına İstanbul Sözleşmesi’ne ayrımsız dakika geçmiş vurdumduymaz dönmesinin önünü açmaya çağırma ediyoruz.”

Share: