Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen bölgelerden getirilen 80 depremzede, Eskişehir Öğretmenevi’ne yerleştirildi.
Eskişehir Valiliği koordinesinde afet bölgesinden Eskişehir’e getirilen depremzedeler, konaklayacakları sıkı ve kamu kurumlarına ilgilendiren misafirhanelere yerleştiriliyor.
Sağlık kontrollerinden geçirilen depremzedelere, rehberlik ve psikolojik danışmanlık mezunu öğretmenler tarafından psikososyal destek veriliyor. Misafirlerin seçme çeşit ferdî hizmet ve ihtiyaçlarının karşılanması için bile imkan sunuluyor.
Aileleriyle gelen dallar de kendileri için oluşturulan “Bala Oyun Odası”nda aralık geçirip depremin elem hatıralarından uzaklaşmaya çalışıyor.
Depremin üçüncü gününde Kahramanmaraş’tan Eskişehir’e gelen Rüstem Topalkaş, AA muhabirine, Dulkadiroğlu ilçesine sınırlı Güneşevler Mahallesi’ndeki evlerinin hareket nedeniyle hasar gördüğünü söyledi.
İlk depremin arkası sıra evlerini terk ettiklerini anlatan Topalkaş, şöyle konuştu:
“Bir elan eve girmedik. İlk anda arabalarımızda idare ettik. Bölgeye lahzada çadırlar kuruldu. İkinci bölüm çadırda kaldık. Daha sonraları Eskişehir’e geldik. Burada haddinden fazla domuzuna karşıladılar. Ego bu büyüklüğünde ummuyordum. Devletimiz depremin geçmiş anından beri herhangi bir makule imkanıyla yanımızda. Değme şeyimiz temin edildi. Devletimiz sağlıklı olsun. Zelzele bölgesinde askerler yanımızda sabaha kadar keçe kurdu. Bora olmasına rağmen füru on paralık durmadı. Periyot aydınlanınca bir baktık ki değme saha çadırla meşbu. Tek kimse ‘açım, açıktayım’ demesin. Temas soy yardım yapıldı.”
Topalkaş, zelzele anını unutamadığına değinerek, “Neymiş kıyamet koptu. Bu zelzele bambaşka tıpkısı şeydi. Duvarlar adeta konuşuyordu. Duvarların hepsi patladı ve sıvalar döküldü. 6’ncı kattan merdivenlerle indik.” dedi.
“Bu devlete kurban olurum”
Kahramanmaraş’tan mevrut depremzede Erdal Kılınç da depreme evine 50 metre uzaklıkta bekçilik yaptığı markette yakalandığına değinerek, hisse senedi yerindeki hep dolapların ve reyonların devrildiğini söyledi.
Sarsıntı sırasında kendini sokağa attığını belirten Kılınç, şunları kaydetti:
“Dışarıya çıktığımda misil benimle gelişigüzel debi ediyordu. Bir Lahzada eve koştum. Gelişigüzel düzlük kalabalıktı. Amiyane ayrımsız kıyamet gibiydi. İlk anda arabada kaldık. Elan bilahare yakınımızdaki fuar alanına kurulan çadırlara gittik. Sağlıklı olsun devletimiz ve askerlerimiz elinden geldiğince yardımcı oldu. Çadırımızı kurdular ve battaniyelerimizi verdiler. Çadırımızı tıpkı aileye tasdik edip, Eskişehir’e geldik. Devletimizin gözünü seveyim. Neler akıttı bize neler. Aynı katre suyun kıymetini anladım. Devletimizin yaptığı yardımları ve destekleri unutamam. Bu devlete kurban olurum. Dünyada eşi ayrımsız yoktur. Askerimiz evvel dönme alandaydı. bir anda etap atacak kayran kalmayacak şekilde keçe kurdular. Cenabıhak onların yokluğunu göstermesin, ayaklarına taş değdirmesin.”
